Dergi: 1445 Kategori: İş Dünyası Yayınlanma Tarihi: 19/07/2019
Geri Git Sayfayı Yazdır Mail Gönder
Türkiye’nin güneş ve rüzgar enerjisi alanlarında önemli adımlar attığını hatırlatan Bozoğlu, bununla birlikte istenen enerji üretim miktarına ulaşabilmek için kapsamlı araştırma ve geliştirme çalışmaları yapılması gerektiğini vurguladı. “Rüzgar ve güneş enerjisi üzerine enstitüler kurulmalı, araştırmalar yapılmalı. Türkiye, coğrafi ve metodolojik koşullarını göz önünde bulundurarak kendisine özel teknolojiler geliştirmelidir” diyen Baran Bozoğlu, yenilenebilir enerji yeterliliğine ulaşmanın başka bir zorunluluğunun fosil yakıtları azaltmak olduğunu bildirdi.
Bozoğlu, fosil yakıt enerjisinin gelişmesine izin verilmesinin yenilenebilir enerji araştırma ve kullanım eğilimlerini azalttığının altını çizerek, söylem, kalkınma planları ve yasal düzenlemelerin temiz kaynaklara odaklanması gerektiğine işaret etti.
Enerji ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre, ülkedeki elektrik üretiminin yüzde 19,8’i hidrolik santraller, yüzde 6,6’sı rüzgar tribünleri, yüzde 2,6’sı güneş panelleri, yüzde 2,5’i de jeotermal enerjiden sağlanıyor.
Birleşmiş Milletler, iklim değişikliğinin tüm dünya için tehdit oluşturduğunu ve düşük karbon salınımlı bir ekonomik yapı için uluslararası seviyede eş güdümlü çaba gösterilmesi gerektiğini bildiriyor.
Baran Bozoğlu, Türkiye Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum tarafından açıklanan “Karadeniz Bölgesi İklim Değişikliği Eylem Planı”nın özellikle 2016 Paris İklim Anlaşması’nın gündemde olduğu bu günlerde önemli bir adım olduğunu kaydetti.
Türkiye’nin, özellikle de iklim değişikliğinin yol açtığı sel ve heyelanların can ve mal kaybına neden olduğu bölgelerin ortaya koyduğu üzere, bu yönde uzun süredir bir çabaya ihtiyacı olduğuna dikkati çeken Bozoğlu, Karadeniz Bölgesi İklim Değişikliği Eylem Planı’nın yerel seviyede uygulamaya koyulması gerektiğini dile getirdi.
Bozoğlu, belediyelerin iklim değişikliği konusunda eğitim programları düzenleyebileceğini kaydederek, “Konuyla ilgili gerekli adımlar, gönüllülükten ziyade zorunluluğa dayanmalı, çocuklukta eğitimle başlamalı” diye konuştu.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum, iklim değişikliğinin yol açabileceği kayıpları önlemeyi amaçlayan 15 maddelik Karadeniz Bölgesi İklim Değişikliği Eylem Planı’nı 12 Haziran’da açıklamıştı. Bakan Kurum, diğer 6 bölge için ayrıca ek planlar hazırlanacağını bildirmişti.
Mecliste onaylanmamış olsa da Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’ndaki taahhütlerini yerine getirdiğini söyleyen Bozoğlu, Karadeniz Bölgesi Eylem Planı’nın Paris Anlaşması’na uygun olduğunu hatırlattı.
Baran Bozoğlu, “Erken uyarı sistemlerinin kurulması, Türkiye’nin gerek duyduğu eylem planında çok önemli ilkelerden biri. Bu sistemler sayesinde, çeşitli felaketler sonucu oluşabilecek can ve mal kaybını azaltmak mümkün olacak.” dedi.
Mevcut kaynakların, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir sorunu yansıttığını belirten Bozoğlu, Türkiye’nin Paris Anlaşması’nın bütçesinden fon sağlama hakkına sahip olduğunu savundu.
Gelişmiş ülkeleri, iklim sorunlarından kötü etkilenen Afrika ülkeleri ve Türkiye’yi desteklemeye çağıran Bozoğlu, “Gelişmiş ülkelerde sera gazı emisyonlarının artması, iklim değişikliğinden kaynaklanan sorunlara neden oluyor” dedi.