Dergi: 1685 Kategori: İş Dünyası Yayınlanma Tarihi: 11/04/2024
Geri Git Sayfayı Yazdır
DNV, hakim ihtiyatlılığa rağmen enerji sektöründe dirençli bir iyimserlik ortaya koyuyor. DNV'nin yıllık Industry Insight anketine göre, üst düzey enerji profesyonellerinin %73'ü sektörün gelecek yılki büyüme gidişatına güvendiğini ifade ediyor; bu rakam 2022'den bu yana %74 civarında sabit kaldı ve türbülansın ortasında kararlı bir duruşu yansıtıyor.
DNV Enerji Sistemleri CEO'su Ditlev Engel şöyle diyor: "Sürdürülebilir bir enerji geleceğine geçiş sadece arzulanan bir şey değil; zorunludur. "İyimserliğin temel itici güçleri arasında, yakın vadeli belirsizliğin ortasında uzun vadeli netlik sunan, karbondan arındırma ve elektrifikasyona yönelik amansız yürüyüş yer alıyor. Bu değişimi gerekli bir ilerleme olarak anlamak, Paris Anlaşması kapsamındaki endüstri taahhütleriyle uyumlu hale gelerek anlamlı bir değişim sağlama kararlılığını pekiştiriyor. Sonuç olarak, endüstrinin ilerideki yol hakkındaki iyimserliği, özellikle gerekli teknolojiler zaten elimizde olduğu için sağlam bir temele sahiptir.”
Bununla birlikte, bu belirgin istikrarın altında, değişen dinamiklerden oluşan karmaşık bir manzara yatıyor. Sektör bir bütün olarak olumlu bir görünüm korurken, elektrik enerjisi ve yenilenebilir enerji gibi belirli sektörler, önceki zirvelere göre kayda değer düşüşlere tanık oldu.
DNV'nin anketinde Enerji sektörünün üçte biri küresel siyasi belirsizliği önümüzdeki yılın başarısına yönelik birincil tehdit olarak görüyor. Özellikle DNV'nin araştırması, katılımcıların yaklaşık üçte ikisinin (%62) 2024 seçim dalgasını ve potansiyel politika değişikliklerini önümüzdeki yılın en önemli risklerinden biri olarak algıladığını ortaya koyuyor. 2022'de 13'üncü büyük endişe kaynağı olan siyasi belirsizlik, 2023'te altıncı sıraya yükseldi.
2024, iki milyardan fazla insanın sandık başına gittiği seçimler için rekor bir yıl olacak. Latin Amerika'daki enerji profesyonellerinin %71'inin ve Kuzey Amerikalı enerji profesyonellerinin %67'sinin enerji ve iklim politikalarının kutuplaşmış manzarasını yansıtan siyasi konuları öne çıkarması Amerika kıtasında özellikle endişe vericidir. Küresel enerji sektörü açısından önemi dikkate alındığında, ABD'de yapılacak yaklaşan seçimlerin sonuçları, enerji sektörünün duyarlılığı ve stratejik planlama açısından özellikle önemli sonuçlar doğuracaktır.
Ditlev Engel (CEO Energy Systems at DNV) şöyle açıklıyor: "Enerji sektörü onlarca yıldır, yerel gerilimlerden sektörün her yönünü etkileyen küresel zorluklara dönüşen kalıcı siyasi risklerle karşı karşıya kaldı. Dalgalanan fiyatlar, tedarik zincirlerindeki aksamalar, yatırımcıların güveninin sarsılması ve değişen düzenlemeler ortasında paydaşlar, istikrarlı tedarik sözleşmelerine bağlı uzun vadeli bir perspektifi korumanın önemini vurguluyor. Bu belirsizlik ortamında sektörün, politika belirsizliklerinin üstesinden gelmek ve ekonomik büyümeyi, iş yaratmayı ve herkes için refahı teşvik etmek için geleceğe yönelik esneklik, uyum sağlama ve stratejik bir vizyon sergilemesi gerekiyor. Ayrıca, çeşitli endüstrilerdeki enerji geçişini etkili bir şekilde ölçeklendirmek için süreçleri kolaylaştırmak ve standartlaştırmak zorunludur. Temel zorluklardan biri, mevcut teknolojileri hızlı bir şekilde devreye almak için kalıcı düzenleyici desteği ve geleceğe yönelik net görünürlüğü güvence altına almaktır."
Elektrik enerjisi konusunda katılımcılar arasındaki iyimserlik %87'den %76'ya düşerken, Yenilenebilir enerjide de (%87'den %78'e) benzer bir düşüş eğilimi yaşandı; . Bu düşüş, endüstrinin büyüme beklentilerinde ve organizasyonel güvende daha geniş bir değişimi yansıtıyor; artan maliyetler ve tedarik zinciri kesintileri, projenin uygulanabilirliği ve enerji geçişinin hızı önünde önemli engeller oluşturuyor. Özellikle elektrik enerjisi endüstrisi, enerji dönüşümünde ve dijital girişimlerde ilerlemeyi engelleyen belirgin bir vasıflı yetenek sıkıntısıyla karşı karşıyadır. Bu arada, yenilenebilir enerjiler düzenleyici engellerle ve yoğunlaşan piyasa rekabetiyle boğuşuyor.
Ankete katılanlar arasında örgütsel karbondan arındırma hedefleri konusunda iyimserlikte de bir düşüş yaşandı ve çoğunluk (% 62) finansal maliyetlerin Paris Anlaşması'nın hedeflerine ulaşmanın önündeki en büyük engel olduğuna inanıyor.
Eirik Wærness (Senior Vice President and Chief Economist, Head of Global External Analysis at Equinor) şunları söyledi: ”Karbonun fiyatı küresel olarak hala çok düşük ve enerji tüketicilerinin günlük kararlarında karbonun maliyetiyle karşı karşıya kalmasının siyasi zorluğu, enerji geçişinin birçok insanın umduğundan daha yavaş ilerlemesinin nedenlerinden biri. Bu nedenle, dünyadaki her hükümeti karbona fiyat koymaya teşvik etmek için karbon sınır ayarlama mekanizmalarına ihtiyaç var. Bu, özellikle çok acil önceliklerin olduğu gelişmekte olan piyasa demokrasilerinde söylenenden daha kolaydır.”
Daha parlak bir gelişme ise, Petrol ve gaz sektörü, 2022'de% 58'den 2024'te% 68'e yükselerek güven içinde bir canlanma yaşadı. Bu toparlanma, endüstrinin daha temiz yakıtlara geçişte gezinirken küresel enerji talebini karşılamadaki önemli rolünü yansıtıyor. Yerleşik petrol ve gaz şirketleri de karbondan arındırma ve yenilenebilir enerjiye dallanmaktan kazandılar.
Arnaud Le Foll (Senior Vice President New business, Carbon neutrality at TotalEnergies Exploration and Production) ”Herhangi bir günde gücün fiyatı oldukça düzensiz olabilir“ diyor ve ekliyor: "Bu, entegre işletmeler vizyonumuzu sürdürmemizin bir parçası. Petrol ve doğalgazdaki döngüler boyunca güçlü kalmamızın entegrasyon yoluyla olduğunu ve bunun elektrik işimizde de benzer şekilde önemli olacağını düşünüyoruz.”
DNV'nin yıllık "Industry Insight" anketi ile ilgili ayrıntılı bilgiye bu linkten ulaşılabilir
https://www.linkedin.com/feed/update/urn:li:activity:7184501092682973184
TR 
ENG